Durun! Durun!
                 Başlığa bakarak mafyadan vb yapılanmalardan bahsedeceğimizi sanıyorsanız peşinen söyleyeyim yanılıyorsunuz. Bunlar  ilgi alanımız değil. İlgi alanımız tabi ki tarih ve özellikle de bizim tarihimiz.
                  “Dayı” hukuken Osmanlı Türkiye’sine bağlı Batı Akdeniz Bölgesindeki  bölgelerin mahalli idarecilerine verilen unvandır.
                  Bizimle ne ilgisi mi var? Anlatayım.
                  Yılmaz ÖZTUNA’nın “Büyük Türkiye Tarihi” ve Ramazan KURTOĞLU’nun “Babil’den Günümüze İsrail Amerikan Kehanetleri” isimli  eserlerinde rastladım bu isme. Hikaye de bu isimle alakalı zaten.
                  Sevgili dostlar,ABD ,Kurulduğu tarihten günümüze  kadar  tarihi boyunca  sadece bir kere  başka bir devlete haraç vermiştir. O da 1795-1812  yılları arasında boyun eğdiği devlet Türkiye’dir.
                   Yıl 1783.ABD daha yeni yeni  denizlerde tek başına bayrak dalgalandırmaya başlıyor.
                  25 Temmuz 1785’te Atlantik’te Cediz açıklarında  yeni bayrağı taşıyan ilk gemi  Cezayir açıklarında  Osmanlı-Türk gemileri tarafından ele geçirilir.
                   Boston limanına bağlı  kaptan Isaac Stevens’in idaresindeki  bu geminin adı “Maria”dır.Arkasından kaptan O’Brien’in  “Dauphin”i  aynı akıbete uğrar.1793 Ekim-Kasım aylarında 11 ABD gemisi daha  Osmanlı Türkiye’sinin eline geçer
               ABD kongresi  27 Mart 1794’te Türk denizcilerine karşı koyacak güçte savaş gemileri  inşa edilmesi veya satın alınması için  Başkan George Washington’a 688.888 dolar harcama yetkisi verir.
                5 Eylül 1795’te  Osmanlı Türkiye’si ile ABD arasında  dili Türkçe olan 22 maddelik bir anlaşma imzalanır.
             Anlaşmaya Başkan Washington ve  Türk tarafından Cezayir  Beylerbeyi HASAN  “DAYI” imza koyar.
            Washington Türk padişahına denk sayılmamıştır.
               Amerika tarihinde kendi  dilinde olmayan tek milletlerarası  anlaşma Türkçe’dir. Ve ABD ‘nin tarihinde  vergi vermeyi  kabul ettiği  tek ülke Osmanlı Türkiye’sidir.
              Anlaşmaya göre  Cezayir’deki esirler iade edilecekti. Atlantik’te ve Akdeniz’de ABD bayrağı taşıyan hiçbir gemiye dokunulmaması karşılığında 642 bin altın ve yılda 12 bin Osmanlı altını ( 216 bin dolar) vergi Türk Tarafına ödenecekti.
            Bu hikaye bir zamanlar bizim ABD’den vergi alabildiğimizi ve gücümüzü göstermesi açısından önemli olduğu için bu köşeye taşıdım.Nerden nereye…