Mikro ifadelerle ilgili en kapsamlı araştırmayı İngiliz akademisyen PAUL EKMAN yapmıştır.Ekman kişilerin göremediği 7 ana duygunun  mimiklerle kendini gösterdiğini  bilimsel çalışmalarıyla kanıtlamıştır.Ekman çalışmasında  Mikro ifadelerin evrensel olduğunu , kültürden kültüre, ülkeden ülkeye farklılık göstermediğini  kanıtlamıştır.
                         Mikro ifadeler, insanların duygularını mimikleriyle dışa vurma durumudur. Hissettiğimiz duygular ,40 Milisaniye ile 500 milisaniye arasında  hızla yüzümüzde  mimik olarak kendilerini gösterirler.
                        Mikro ifadeler 7 temel duygu başlığında toplanmıştır. Bu duygular; Öfke,  Tiksinme, Korku,Şaşkınlık,Mutluluk, Üzüntü ve Küçümsemedir.
                        OĞUZ BENLİOĞLU; “Mikro İfadeler” isimli eserinde; Konuşma tarzımız,sesimiz ve seçtiğimiz kelimelerin Mikro ifadeler ve jestler gibi  duygularımız hakkında bilgi verdiğini belirtmektedir. Ayrıca yalan tespitinde de ve ses tonu ve seçilen kelimelerin önemli bir yere sahip olduğunu   ifade etmektedir.
                        Günlük hayatta bunları yakalamak mümkün. Özellikle yönetici ve idarecilerin çalışanlarının yalan söyleyip söylemediğini anlamada, Mikro İfadeler, Jestler, Konuşma tarzımız, sesler ve seçtiğimiz kelimeler önemli  bir yer tutmaktadır.
                        Şimdi eserde verilen bir örneği özellikle yönetici ve idarecilerin dikkatine sunuyorum;Tuğrul, kurumun en iyi satışçılarından biriydi.Performansı satış müdürü Haluk  Bey’i mutlu ediyordu. Ancak son bir aydır Tuğrul’da gözle görülür  bazı değişiklikler vardı.Satış performansı düşmeye başlamış, işteki pozitif halinden eser kalmamıştı. Son olarak Tuğrul’un bir müşterisi Haluk Bey’i arayarak  Perşembe günü saat 09:00’da birlikte yapacakları sunum toplantısına  Tuğrul’un katılmadığını, ayrıca sonrasında da  hiçbir şekilde dönüş yapmadığını belirtti. Müşteri bu davranışın kurumlarına olan güveni  ciddi anlamda zedelediğini  ve birlikte çalışma fikrini yeniden gözden  geçireceğini ifade etti. Telefonu kapadıktan sonra  müşteri memnuniyetini her şeyin üstünde tutan Haluk bey, Tuğrul’un bu davranışı karşısında artık bir şeyler yapması gerektiğini düşündü ve  Tuğrul’la konuşmaya karar verdi.Ertesi gün Haluk bey, Tuğrul’un odasına girdi ve ”Tuğrul, müşterimizle ilgili bir şikayet söz konusu, birlikte yapacağınız sunuma gitmemişsin ve daha kötüsü hiçbir şekilde arama  zahmetinde de bulunmamışsın. Bir açıklaman var mı?” diye sordu.
                        Tuğrul gözlerini uzun uzun Haluk Bey’e dikerek “Bir açıklamam var mı? Aslında var ancak size ne kadar inandırıcı gelir bilmiyorum. Haluk Bey sizinle açık konuşmak istiyorum.Dürüst olmak gerekirse Çarşamba günü akşam arkadaşlarımla bir kutlamaya katıldım. Uzun süredir görmediğim arkadaşlarım olunca  sohbet sohbeti açtı ve geç saatlere kadar dostlarıma birlikte kaldım.Üniversite yıllarından, şuan çalıştığımız şirketlerden konuştuk. Hatta bir ara konu size de geldi.Sizinle çalışıyor olmaktan duyduğum mutluluğu  yüzümden okudu arkadaşlarım.”
            Teşekkürler Tuğrul ama “Sabah neden gitmedin ve haber vermedin?” sorum buydu.
            “Gece geç yatınca  sabah kalkmam epey zor oldu. Gözlerimi açar açmaz hemen hazırlandım ve çıktım, görüşme Otel İstanbul’daydı.Oraya hızlıca gittim, sunum için ayarlanan odayı sorduğumda böyle bir sunum yok burada dediler.Telefonla ulaşmak istedim ama şarjım bitmişti.Sanırım toplantı iptal olmuş dedim ve oradan çıktım. İşte durum bu,Haluk Bey.”
            -Peki sonrasında aramadın mı?
            -Nasıl aramadım mı?Hımm, aradım ama ulaşamadım
            -Tuğrul’cuğum biliyorsun benim için müşterilerimizin mutluluğu çok önemli, bu konuda senin de gereken hassasiyeti göstermeni   bekliyorum.
            Haluk bey,Tuğrul’la görüştükten sonra  personel şefi  Neslişah Hanım’ın yanına  gider ve Tuğrul’un  işten çıkarılmasını ister.